Arap sermayesi diye bir şey var artık hayatımızda. Bir dönem Ruslar yapıyordu bunu. Dünyanın dört bir köşesinde kulüp satın alıyorlardı, lüks daireler, topraklar falan. Hatta hayatımızın bir dönemi Abramoviç'in özel hayatıyla geçmişti hatırlarsınız.
Son dönemde ise trend Arap sermayesi. Her yerden Araplar çıkıyor. Yanlış anlamayın ırkçı bir bakış açısı ile söylemiyorum bunu. Ben, "halkların kardeşliğine" inanan bir kardeşinizim. Hayata bakışım ırklar üzerinden değil, ekonomik sınıflar üzerindendir. Bilen bilir...
Ülkemizde son zamanların konuşulan, tartışılan ve üzerinde durulan en önemli konusu ise bildiğiniz üzere, Katar sermayesi. Kanal İstanbul'un geçeceği güzergahtan arazi aldılar, Boğaz'da yalıları listelerine eklediler, en son olarak da Borsa İstanbul'un yüzde 10 hissesine talip oldular ve aldılar.
Bizim için Arap dünyası ile ilişkiler her zaman tartışmalı olmuştur. Aynı dine mensup ama tarih itibariyle sürekli bir kargaşanın olduğu hatta "ihanet" cümlelerinin kurulduğu bir tarih... Açıp bakmakta, tarihi okumakta bu anlamda fayda var.
Katar bir körfez Arap ülkesi olmasının yanında aslında nüfusunun yüzde 80'i çok uluslu ve bu ulusların arasında Katar'ı yöneten Monark'ın arkasında İngilizlerin olduğu bilinen bir gerçek. Yani bugün Katar devletinin uluslararası politikalarını belirleyen, İngilizler. Katar zengin bir devlet. Hatta dünyanın en zenginlerinden birisi. Dolayısıyla onların dünyanın dört bir köşesinde yatırım yapmasından da doğal bir durum yok.
Katarlıların ve diğer Arap ülkelerinin en sevdiği ülkeler arasında Türkiye geliyor. Bugün İstanbul'un turist merkezi Beyoğlu'na çıkın, her yer Arap turist ile dolu. Hatta Beyoğlu eskiden barların, kafelerin, içkili mekanların olduğu bir yerdi. Ama şimdi Araplara hizmet eden nargile kafelerin, içkisiz mekanların olduğu bir yere dönüştü. Bunun iyiliği ya da kötülüğü elbette ki tartışılır ama ortada Arapların Türkiye'yi bir turizm ülkesi olarak gördüğü gerçeğini değiştirmez. Aynı şekilde Araplar için Türkiye bir yatırım merkezi de. Örneklerini görüyoruz.
Özellikle Karadeniz Bölgesi'nde Arap yatırımcıların ilgisi yoğun. Trabzon'da birçok arazi aldıkları biliniyor. Uzungöl'de arazi varlıkları aşikar. Aynı durum diğer Karadeniz illeri için de geçerli. Bugün Ordu'da, Giresun'da, Trabzon'da Arap yatırımcılar ev almaya, arsa almaya devam ediyor. Bunun yanı sıra, bu bölgelere turist olarak iyi denecek ölçüde para da bırakıyorlar.
Böyle bir süreçte insanın aklına ise yaşadığı il ile ilgili durum geliyor. Samsun'da Arap turist yoğunluğu yok. Hatta Samsun'da ne acıdır ki bir turist yoğunluğu dahi yok. Bu anlamda cılız bir kentiz. Bunu kabul etmemiz gerekir. Turizm açısından önemli adımlar atmamız, tanıtımımızı iyi yapmamız gerekiyor. Bu ayrı bir değerlendirme konusu.
Ancak şöyle bir gerçek var ki Arapların Samsun'a farklı bir ilgisi var. Emlak yönünden büyük yatırımlar yaptıkları konusunda bir şehir efsanesi var. Hatta malumunuz, Samsun merkezden Toptepe tarafına baktığınızda eski Canik Başarı Üniversitesi, bugünkü adıyla Samsun Üniversitesi'nin arkasında kocaman bir gökdeleni görüyorsunuz. O gökdelenin Araplar için yapıldığı söyleniyor. Bu noktada da insan merak ediyor, acaba Samsun'da Arap yatırımcılar neler aldı, neler verdi, nerelere yatırım yaptı?
Bir vatandaş olarak merakımız var... Ayrıca son zamanlarda Katarlıların ülkemize yaptığı büyük ölçekteki yatırımlardan Samsun ne kadar pay aldı ya da alıyor?
Mesela Samsun'da Katarlılara satılan ev, arsa sayısı nedir? Bunların ekonomik değeri ne kadardır? Ya da Samsun'a Katar sermayesinden bir yatırım gelecek midir? İnsan merak etmeden duramıyor. Bunu öğrenmenin bir yolu var mıdır bilinmez ama Samsun'un da Araplar için bir cazibe merkezi olduğu kesin.
Özellikle doğa ile içi çe olan kesimlerde Arapların özel ilgisi olduğu bir gerçek. Önümüzde Uzungöl örneği var. Ayvacık'ta, Bafra'da, Çarşamba'da gayet güzel yatırımlar yapabilirler. Belki de yapmışlardır. Bilemeyiz. Ancak ülkenin gündemi Katar'ken, Samsun'un da bu noktada pay almaması işten bile değil.
Kim bilir, belki komşumuz Katarlı bir petrol zenginidir...
Olamaz mı? Olabilir.
Sağlıcakla kalın.
Şimdi bu yazı iyi güzel de yazar Arap sermayesine karşı mı yoksa herkes Araplardan meyve yerken Samsun'a neden gelmedi mi diyor anlamış değilim? Bir sermaye topluluğu sana gelip yatırım yapıyor ise meyvesini yerken çıkardığın pislik ile o zaten meyvelerinden ağaç yapar! Ben yaşadığım şehirde yabancı sermayesi istemiyorum zaten Samsun'un eksi nezih yerleri hep Arap, Afgan ile dolmuş durumda sosyal kültürel bozulma hakim!