Kusura bakmayın.
Bugün kendimi öldüremem.
Ödenecek faturalarım var benim.
Hem çayı yeni koydum.
Demini alır 5 dakikaya.
Çamaşırları asmam gerekiyor.
Sonra…
Çayla sigaramı paylaşacağım.
Harman olacak ikisi içimde.
Biraz gökyüzünü seyredeceğim, uydu antenlerini, balkonlardan sarkmış halıları, evde kalmış kızlara bakacağım perdeler arkasından…
Sokaklarda oynayan çocuk arayacak gözlerim biraz, dıkşın dıkşın seslerini özleyeceğim, kovboy olmuş çocukluğumda, bir sigara daha yakacak ve sardunyaları seveceğim.
O yüzden, kusura bakmayın bugün kendimi öldüremem.
Akşam olunca sofrayı kuracağım tek kişilik, sonra; televizyonda Sadri Alışık’ı aramakla geçecek zamanım, haberler, bültenler, cinayetler, kazalar, müzikler, şarkılar, dansözler, erkekler, kadınlar, güzel kadınlar, güzel…
Uyuyacağım belki, bir sağa dönerek bir de sola.
Elimi atacağım, bulamayacağım.
Boşluğun boşluğunu hissederken, yuvarlanacağım içimde.
Tepetaklak olmuşken kalkacağım, üstümü başımı silmem gerek, bu tozu, çamuru.
Çamaşırları sepete koyacağım daha, beyazları atacağım önce.
Kirliler de birikti.
Çay demleyeceğim, sigara içeceğim.
Kusura bakmayın, bugün kendimi öldüremem.
Yarına kefil değilim.