Bank-ı Şahane-i Osmani bu direnişini Cumhuriyete kadar sürdürebilecektir. Cumhuriyet’in ilanından sonra hem Fransızca yazışma direncinden vazgeçecek hem de Türk personel çalıştıracak ve onların maaşlarını doğru dürüst bir seviyeye getirecektir.
Prof. Dr. Haydar Kazgan aynı kitapta “en yüksek maaşı İngiliz ve Fransızlar alırken, Müslümanların maaşı bankanın ortalama personel maaşının hemen hemen üçte biri kadardı” tespitinde bulunur.
10 Mart 1924’te imzalanan anlaşmada hem bankanın dilinin hem de personelinin Türkleşmesi yolunda önemli bir adım atılır.
Sözleşmenin 11. Maddesinde şu hüküm yer alır:
“Osmanlı Bankası Türk Müslüman memurlarının adedini(sayısını) işbu mukavelenin(anlaşmanın) tesisi(oluşturulması) tarihinden itibaren üç sene zarfında(müddetinde) tedricen(safha safha/giderek) Türkiye dâhilinde bulunan merkez ve şubelerindeki memurların toplamının en az %30’una ve 5’inci senenin sonunda yarısına iblağ(eriştirme/ulaştırma) edecektir. Bu memurlara verilecek maaş genel müdür ve yardımcısının maaşları hariç olmak üzere üç sene sonunda umumi maaş toplamının en az %15’ine ve beşinci senenin sonunda %20’sine, yedi senin sonunda da %30’una ulaşacaktır.”
Cumhuriyet Osmanlının Düyunu Umumiye borcunu da 1954 yılına kadar ödemiştir.
Cumhuriyet 2.Dünya Savaşının tüm olumsuz koşullarına rağmen Demokrat Parti iktidarına 127 ton altın ve 280 milyon dolar devretmiştir. Bu açıklamalar DP tarafından hiç yalanlanmamıştır.
Bütün bunları yaparken de
İttihat Terakki ve onun Maliye Bakanı Cavit Beyi umursamayan Bank-ı Şahane-i Osmani Cumhuriyete yenilmişti.
Cumhuriyet 1930 yılında merkez bankası yetkisini kaldıracak ardından da kendi 11 Haziran 1930’de kendi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasını kurmuştur.
O ve Onlar inandılar, yola çıktılar ve tüm zorlukları aşarak yeni bir devlet kurdular.
Askerinin kıçında donu, ayağında çorabı olmayan bir orduyla hem düşmanları hem isyan ve ihanetleri yenerek kurdular.
O ve Onlara şükran ve rahmet borcumuzu nasıl ödeyebiliriz, bilen var mı acaba?
Nurlar içinde yatsınlar…(Bitti)