Geçti Bor’un pazarı sür eşeği Niğde’ye der, büyüklerimiz…
İş işten geçmişse, tren kaçmışsa, hayaller suya düşmüşse…
İster Niğde’ye sür isterse Fizan çöllerine!
Giden gitmiş, olan olmuş, ölen ölmüş.
Tıpkı Samsunspor’un bitmez çilesi gibi.
Yaşadığımız şey; her sezonun travmasının tekrarı mübarek.
Dön baba tekkesi gibiyiz!
Hep aynı nakarat, hep aynı terane, hep aynı işkence, hep aynı kötü kader!
***
Bu sene umutluyuz diye başlıyor, sezon sonu Müslüm Baba’dan “Paramparça” şarkısı ile veda ediyoruz. Güzel düşünüyoruz, ümit pompalıyoruz, beklentimizi yükseltiyoruz…
“Ah ulan, bu nedir çektiğimiz, kanser ettiniz bizi!” diyerek kendimizi üzüntü dehlizlerine bırakıyoruz.
Bu sonu gelmeyen aynı replikli filmden nefret ettik biz.
Bu kara yazı gibi yakamıza yapışan keneden kurtulamayacak mıyız biz?
Bu makus talihin zincirlerini kıramayacak mıyız biz?
Bozuk plak misali aynı hikayeyi defalarca dinlemeye mecbur muyuz biz?
Ama acı bir hatırlatma yapayım. Artık sabır taşı çatladı, krediler bitti, sinirler yalama oldu, iyi niyet kayboldu!
Haberiniz olsun!
Samsunspor taraftarı ve Atatürklü armaya gönül verenlerin artık boş laflara, bahanelere, top çevirmeye yönelik söylemlere tahammülü kalmadı. Kim ve ne ölçekte sorumluysa gereğini yapmalı. Kansere Aspirin tedavisi ilaç olmaz.
Neşter mi vurusunuz, gereken müdahaleyi mi yaparsınız, yoğun bakıma mı alırsınız bilmem...
Artık bu kaosu ne taraftar, ne futbolcu ne de yönetim tek başına çözemez.
Çoklu organ yetmezliği gibi bir durum var anlayacağınız.
Yanlış transfer, yetersiz transfer, boş transfer vs deyip artık gündemi uzatmanın bir anlamı da kalmadı.
Aynı tas aynı kafa zihniyeti her sezon tekrarlandıkça…
Taraftar huzursuz, futbolcu umursuz, yönetici mutsuz olacaktır şüphesiz.
Artık bu tekrarlamalı kötü kader bizi bir yerlere götürecek. Ama iyi bir yere götürmeyeceği ayan-beyan belli! Ve bu gidişat eşeğin bilmediği ve tehlikeli yollara sapmasından daha beter yerlere sokacak gibi bizi.
Samsunspor artık kabuğu kırmanın, bir şeyleri kaybederek başlangıç yapmanın, can sıksa da “kral çıplak” demenin zamanının geldiği bir sürece gidiyor.
Bu taraftarın, bu camianın bu seri felaketleri ve üzüntüyü hak etmediğini tüm memleket söylüyor.
Ne yerimiz burası, ne biz bunlara layığız, ne de bunlar Samsunspor’un alın yazısı olacak işler değil.
Ama gidişat ve görünen köy bize şunu söylüyor.
Bu kadar hayal kırıklığı bu camiaya yakışmıyor ve bir gram fazlasını kaldıracak da gücü kalmadı! Artık gidecek başka yol, başka çare, başka ışık kalmadı.
Sabırlar tükendi, hayaller battı, duygular kayboldu.
10 yaşındaki çocuklar bile küstü. Yaşlı taraftarlar bile “Her maçta 1 yıl yaşlandık” diyorlar.
Gençler maça gelmiyor. Şehir yavaş-yavaş takımına küsüyor. Gardımız düşüyor. İvmemiz her geçen gün azalıyor. Ne yapacaksak yapalım, çabuk yapalım. Bir an önce yapalım. Bedeli ne ise olsun yapalım.
Yoksa!
Eşek sucuk olacak valla...
Aha benden söylemesi!