Çocukken mahalle arasında kavga esnasında bu söz çok söylenirdi:
“Hadi lan oradan süt çocuğu...”
Süt çocuğu; sokakta yetişen bıçkın, biraz çevik, gözükara ve korkusuz çocuklara karşı gelen iyi aile çocukları ya da hayatı tam bilmeyen lümpen veya beyzade ailelerinin terbiyeli, kavgacı olmayan, naif ruhlu çocukları için söylenirdi.
Hatta bunu abartarak sütten mamul muhallebiye evirerek ‘Muhallebi Çocuğu’ bile denildiği olurdu.
Süt çocuğu olmak racona göre zayıflık, korkaklık, güçsüzlük, sağlıklı ve gürbüz gözükse de ödlekliği tarif için kullanılırdı.
Halbuki sütün bu işte günahı ne?
Süt anamızdaki ve o yetmezse hayvanların bize sunduğu, sudan sonraki bence en kutsal sıvı!
Sütün suçu ne?
Bu kötü niteleme altında süt içmek sanki bir hata, bir zayıflık, bir korkaklık sağlayan sıvı, bir erkeklik öldüren-cesareti bitiren-kuyruğu bacak arasına kıstırarak kaçmaya neden olan bir içecek olarak görülmesini ve bu meyanda adlandırılmasını hiç haz etmemişimdir.
Halbuki süt ve faydaları nasıl anlatılır, nasıl belli edilir inanın zorlanıyorum.
İlahi bir sıvıdır. Yüce yaradanın kullarına ne güzel armağanıdır. Başta çocuklar olmak üzere 7’den 70’e dek herkese gerekir süt...
Süt tüketimi kişilerde yağ yakımını hızlandırır.
Yüksek mineraller içerir, enerji verir. Protein içeriği sayesinde dokularda gelişim sağlar.
Hafızayı kuvvetlendirir. D vitamini ihtiyacını karşılayarak kemik erimesinin oluşmasını engeller.
Oysa son yıllarda süt tüketimleri ve sütün gidişatındaki iç karartıcı manzara kahır veriyor insana…
Süt gibi bir sağlık kaynağına erişim ve süt sektörünün sorunları önce çocukları, sonra toplumun diğer bireylerini etkiliyor ister istemez.
Vücudun dostu sütü alırken ciddi ciddi etkileniyor artık insanımız. Markette süt fiyatını gören şok oluyor.
Ee ne yapsın vatandaş?
Kendinden vazgeçti, çocuk ve bebeler için alacak. Çare yok!
5 kutu yerine bu sefer 2 kutu alıyor. Ne oluyor?
Süt içmekten mahrum kalan çocuk süt yerine ekmek yiyor. Su içiyor, makarnaya talim ediyor.
Buyurun zayıf bünyeli toplum kuşaklarının temeli atılıyor.
Vücut direnci düşük, mineral alımı zayıf, mikroplara karşı gelemeyen, bağışıklığı zayıflayan bir neslimiz yetişiyor.
Sağlıksız çocuk, sağlıksız nesildir.
Nasıl bu hale geldik?
Nasıl ülkemiz süt krizlerine gebe kaldı?
Neden süt pahalanıyor?
Çözüm ne?
İlerleyen yazılarımızda bu konuya değinerek işin uzmanları ile istişare ve görüş alışverişimiz sonucu ortaya çıkan gerçekleri sizlerle paylaşacağız.
Amerika’da yıllık kişi başı süt tüketimi yaklaşık 300, Avrupa ülkelerinde 350 lt/ kişi/ yıl civarlarında.
Oysa ülkemizde bu rakam 146 lt/kişi/yıl gibi çok komik ve düzeysiz seviyelerde...
Varın peyniri, tereyağını, yoğurdu siz hesap edin.
Süt gereksinimdir, vazgeçilmezlerdendir. Olmazsa olmazlardandır.
Hele de çocukların mahrum kalmaması için gereklidir.
Süt; lüks değil, temel ihtiyaçtır. Süt ile beslenen çocuk sağlıklı yarındır, zeki nesildir, güzel toplumun temel taşı olabilmektir.
Bunları sağlamayan bizi bu durumlara sokanlar da benim gözümde sütü bozuktur!
Bir daha birine “Süt çocuğu” derken 2 kere düşünün.
Süt çocuğu olmak, bence ayrıcalıktır.