Atalarımız ne güzel sözler söylemişler…
İnsan bazen hayranlık duyuyor.
Günlerce anlatamadığın bir meseleyi, olguyu, dersi 2 kelam laf dizisi çok güzel anlatabiliyor. Atalarımıza bu manada minnet doluyum. Gelin size özellikle tarımsal alanlarda ve doğal hayata etki eden atasözlerinden derlediğim bir dizin sunayım. Eminim beğeneceksiniz. Kısa, özlü ve manalı ama tam 12’den vuran sözler bunlar;
Acı patlıcanı kırağı çalmaz.
Aç ayı oynamaz.
Aç tavuk kendini buğday ambarında sanır.
Ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur.
Ağacı kurt insanı dert yer.
Ağaç yaprağıyla gürler.
Ağaç yaş iken eğilir.
Ağaç, meyvesi olunca başını aşağı salar.
Ağaçtan maşa olmaz.
Ağustosta ekilen darıdan, kocasından sonra kalkan karıdan, oğul vermeyen arıdan ve haram kazanılan sarıdan (altından) hayır gelmez.
Ağustosta gölge kovan zemheride karnın ovar.
Ağzında bal olan arının kuyruğunda iğnesi vardır.
Ak koyunun kara kuzusu da olur.
Anızı yakan geleceğini yakar.
Arı bal alacak çiçeği bilir.
Arpa eken buğday biçmez.
Baba oğluna bağ bağışlamış da oğul babasına bir salkım üzüm vermemiş.
Bakarsan bağ bakmazsan dağ olur.
Başlıca güç kaynağımız ve dayanağımız topraktır. Onu sele, yele ve ele vermeyelim.
Bayırda bağını, evinde sağımı, bahçende arını eksik etme.
Bir ağaçta gül de biter diken de…
Bir damla bal, bir varil ziftin çekemeyeceği kadar çok sinek toplar.
Bir insanı doyurmak istiyorsan ona her gün balık vermeyin, balık tutmayı öğretin.(Çin atasözü)
Biz ormanlarımızı atalarımızdan miras değil, torunlarımızdan ödünç aldık.(Kızılderili Atasözü)
Bugünkü tavuk, yarınki kazdan iyidir.
Çiftçinin ambarı sabanının ucundadır.
Çiftçinin karnını yarmışlar, kırk tane gelecek yıl çıkmış.
Çobanın gönlü olursa, tekeden süt çıkarır.
Darı unundan baklava. İncir ağacından oklava olmaz.
Deveyi yardan (hendekten) atlatan bir tutam ottur.
Ek tohumun hasını, çekme yiyecek kaygısını.
Ekini işleyen ekmeği dişler.
Eli toprak kokmayan ziraatçı ziraatçı değildir.
Erkeğin aklı inek ile danada, kadının aklı sürme ile kınada…
Etin pahalandığı yerde insanın değeri yükselmez.
Geleceğin tüm çiçekleri, bugünün tohumları içindedir.(Çin Atasözü)
Göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlar.
Harmanı olmayanın dermanı olmaz.
Hepimizin bir anası vardır, toprak!
Her ağacın meyvesi olmaz.
İki karpuz bir koltuğa sığmaz.
İneğin önündeki ot, çocuğun önünde süttür.
İnek çiftçinin kumbarasıdır, anında süt, yoğurt ve peynir alabilirsin.
İyi bir ağaç kolay yetişmez; rüzgar ne kadar kuvvetli eserse, ağaçlar da o kadar sağlam olur.
İyi oğlum var diye sevinme, el koynuna girinceye; iyi ekinim var diye sevinme, ambara girinceye kadar…
Karıncadan ibret al, yazdan kışı hazırla.
Katrandan olmaz şeker, olsa da cinsine çeker.
Kimse ayranım ekşi demez.
Kökünü beğenmeyen dal, dalını beğenmeyen meyve, daha olgunlaşmadan çürür.
Kuru söğütten düdük çıkmaz.
Mart yağmuru gümüş, nisan yağmuru altındır.
Menfaat bal çanağı insan da sinek gibidir, kenarlarından yetinmez ortasına dalarsa çırpına çırpına ölür.
Meyveli ağacı taşlarlar.
Oğlaklar, koyuna alışır ama keçi kuzuyu kabul etmez.
Önce farenin şerrini defet, sonra buğday yetiştirmeye devam et. (Mevlana)
Öyle horozlar vardır ki öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar.
Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır.
Sabırla; koruk helva, dut yaprağı atlas olur.
Sakla samanı, gelir zamanı.
Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz.
Tek arı ne petek ne bal yapar.
Tilki, kümesi iyi biliyor diye bekçi yapılmaz ki…
Toprağı işleyen ekmeği dişler.
Yabandan alma düveyi, götürür gider boğayı.
Yarasanın gözü kamaşacak diye, güneş kendisini gizlemez.
Yılan bile toprağı iktisatla yalar.
Zemheride yoğurt isteyen cebinde inek taşır.
Atalarımız bu işi biliyormuş vesselam...
Zeynep _ ,xz