Samsun…
Karadeniz’İn incisi, herkesin gözbebeği, verimli topraklarıyla ve stratejik konumuyla ülkemizin en önemli illerinden birisi.
Gurur duyduğumuz Samsun’umuzun özellikleri burada saymakla bitmez.
Ama memleketimizin kırsalı ve kent alanları ayrı dünyaların masalı gibi…
Kırsal bölgelerimizin tarımsal hayatını, doğal güzelliklerini ve yeşilliklerini bizler kadar başka illerden gelenler de söylüyor.
İyi hoş da böylesi güzel yerlere nazaran Samsun ve merkez ilçelerinin görünümü nasıl?
Hani şu meşhur Google Earth isimli yerküreyi gösteren programı bir zahmet açıverin bilgisayarınızda.
Tıklayın Samsun üzerine…
Mesela İlkadım’a…
3 veya 4 yoğun yeşil alan görürsünüz…
Asri mezarlık, DSİ Bölge Müdürlüğü yerleşkesi, birkaç park yeri ve resmi alanlar.
Gerisi…
Gerisi bir renk…
Nasıl tarif etsem, nasıl anlatsam…
Beton ve kiremit rengi…
Yani koyu bir renk.
Evet evet GRİ…
En iyi bu kelime anlatır…
GRİ…
İlkadım öyle de sanki Atakum farklı mı?
Bence Atakum, İlkadım’dan da kötü…
Göğe el atmak için yarışan binalar, beton kuleler, Çin Seddi gibi yan yana dizilmiş yığınlar…
Hani yeşilimiz?
Hani parklarımız?
Hani soluk alıp vereceğimiz alanlar?
Yok.
Var dersiniz diye bekliyorum ama inanın yok!
İki blok site arasına sıkışmış 100 m2 büyüklüğündeki, basit plastik malzemeli oyuncakları olan, 5-10 ağaçlıklı yeri bana park diye kimse yutturmasın…
Sanki bana Doğupark var…
Batıpark var diyorsunuz gibi geldi.
Ama maşallah oradaki yeşil alanların da orasına burasına binalar ekledik.
Ucube binalar inşaa ettik.
Pandemi öncesi ızgara dumanı altında göz gözü görmüyordu…
Velhasıl kelam mevcut yeşil alanın da içine ettik!
Her ne kadar Atakum kent mimarisi ve planlı yerleşim açısından İlkadım’dan şanslı gibiydi ancak bu avantajını kullanamadı ve maalesef yeşil doku adına, çağdaş kent mimarisi adına olumlu hamleler gösteremedi.
10 yıl ara ile yapmış olduğum iki seyahat sonrası İstanbul dönüşü uçak alçalışı esnasında Atakum üzerinden geçerken gördüğüm manzaraların farklılığı, adeta beni teyit eden bir mana yüklüydü.
Canik için de aynı şeyleri söylemek mümkün…
Tepede Orman Müdürlüğü ve çevresinin yeşilliği hariç eteklere doğru bina ve beton yığını.
Karadeniz’e doğru uzanan beton denizi!
Sanırım bizlere hizmet eden belediyeler kadar bizlerde çevreye duyarsız kaldık.
Sanki bu tabloları kanıksadık…
Yeşili unuttuk sanki doların yeşilliğine esir olduk.
Yerel yönetimlerin beceriksizlikleri, plansızlıkları, gündelik çözümlerine karşın bizler de en doğal hakkımız olan temiz, rahat, yaşanabilir yeşil alanların hakkımız olduğunu yeterince anlamadık-anlatamadık.
Belediyelerin adeta 80’lik ihtiyarı makyajla 40’lık yapıp bizlere kakalamasına, plansız-programsız ve danışılmadan yapılan projelerin hayata geçirilmesine sessiz kaldık.
Siyaset ve rant uğruna görmezden geldik.
Betona yenildik…
Evet evet betona yenildik…
Mağlup olduk!
Köyünde, yaylasında, bahçesinde, tarlasında ağacını eksik etmeyen bizler, yaşadığımız kent düzeninde yeşili, ağacı, çiçeği, çayırı-çimeni unuttuk…
Daha doğrusu umursamadık.
İnsan doğası gereği hep oturmaz, hep yatmaz…
Birazda dış çevre ile-dış dünya ile irtibatlı olmak icap eder.
İnsanoğlu güzel bir yaşam için, spor, aktivite, yürüyüş gibi ihtiyaçları ve ruh sağlığı için yeşil alana muhtaçtır.
Yeşili unuttuk…
Umursamazlık yaptık…
Betonlara gömüldük…
Gördüğümüz renk sadece GRİ…
O halde Samsun halkı başta olmak üzere çağdaş yaşam normlarına göre bu alanların artırılmasını, kent planlamasında yeşil alanların yeniden düzenlenmesini istememiz en doğal hakkımız olup, yerel yönetimlerin de bu konudaki hassasiyetlerin karşılanması hususunda gereken çalışmaları ivedilikle yapmaları kaçınılmaz olmuştur.
Bizleri yönetenler, bizlerin oylarıyla iktidara gelenler, hizmete talip olanlar…
Lütfen biraz da çevrenize bakın!
Biraz da yeşili görün!
Biraz da çağdaş kent yönetimlerine hizmet edin…
Yeter artık!
Beton bitti…
Harç bitti…
Yapı paydos!
İnsana yatırım…
Çevreye yatırım…
Geleceğe yatırım…
Yeşile yatırım…
Hiç olmazsa hepimize huzur olarak geri dönüş yapan bir sektöre eğilin…
Yaşanabilir, temiz, sağlıklı ve parmakla gösterilen Samsun’dan başka hedefiniz olmasın!
İnanın başka Samsun yok…
Kutluyorum sizi. Düşüncelerime, duygularıma tercüman olmuşsunuz. Karadeniz'in incisi olması gereken şehrimizin doğası maalesef acımasızca katlediliyor. Ve bu uzun yıllardır adeta sistematik bir biçimde devam ediyor.
Tebrikler üstadım tam üstüne bastın kaldır ayağını derler. Ülkenin kronik sorunu tarım ve yeşilin unutulması...Dönüşü olmayan bir yolun ağzındayız.. Hayırlısı olur inşallah...
GÜZELİM ORMANLARI KESİLİRKEN. O GÜZEL IRMAKLARINIZIN ÜSTÜNE HES. (HİDRO ELETRİK SANTRALLERİ) YAPILIRKEN. LİMANLARINIZ .TEKEL FABRİKALARINIZ VE DİĞERLERİ SATILIRKEN SEYİRCİ KALMANIN BEDELİNİ ÖDÜYORSUNUZ SİZİ BİLMEM AMA BEN TORUNLARIMIZA BIRAKABİLECEKLERİMİZDEN HİCAP DUYUYORUM .SAYGILARIM İLE...
Çok doğru anlatmışsın gerçekten Samsun beton kent oldu ve nefes alamaz hale geldik
Yüreğine kalemine sağlık çok güzel dile getirmişsin Selman bey ama biz konuşuruz dinleyen olmaz hadi ordan denir sonra yeşili görmek için km lerle gider köy ararız oksijen alalım diye hayaller ve gerçekler
Selman'cığım tebrikler.Güzel anlatmışsın Samsunu.Başarılarının devamını diliyorum.