Samsunsporumuzda yeni sezona merhaba diyoruz.
Yeni sezon öncesi son provaları da yaptık.
Artık hedef belli. Kayıpsız, sorunsuz, mutlu bir son!
Taraftar da Patron da ‘mutlu son’ istiyor.
Artık sabır gücümüz, dayanma noktamız, bir yıl daha erteleme gibi bir lüksümüz de kalmadı açıkçası.
Artık bu kötü korku romanı bir an önce bitsin. Yeni ve güzel bir destan yazalım istiyoruz.
***
İlk gözümüze çarpan, her mevkiinin iki adamı, neredeyse bazı bölgelerin üçüncü elemanı var.
Bu iyi bir şey. Rekabet ve Allah göstermesin sakatlıklara karşın iyi bir oluşum.
Ama bu rekabet küskünlük, performans düşüklüğü yapmasın. Tek korkumuz bu.
Bu takımda herkesin her an oynayabileceği, her an görev alabileceği, uzun bir yola çıktığımız ve bu yoldaki kazalara karşı bunun doğal olduğu belirtilmeli.
Zaten kimsenin yeri banko da değil. Terleyen, azim eden, hak eden formayı sırtına geçirir.
Djedje’nin gitmesi handikap olmamalı. İstemeyen kimseyi zorla tutamazsınız. Ama kalkıp da benim ligimdeki rakip bir takıma gidişine de göz yumulmamalı.
Başka ülke veya bir üst ligde olması şartını koymak gereklidir diye düşünüyorum.
Kalede rekabet üst düzeyde. Ne diyeyim üç kaleci de iyi. Nurullah’ı bu süreç biraz hırslandıracak gibi.
Sağ ve sol beklerde iki ve hatta üçer isim var. Stoper ve liberoda öyle.
Ali ve Alaattin jilet gibi. Sol beklerde rekabet var. Orta sahada Hasan değişmez eleman olur. Yurt dışından gelen arkadaşların patlama yapması durumunda orta saha çok değişik isimlerden oluşabilir.
Forvetteki acizliğimizi ve tek kişiye endeksli golcü vaziyetimize biraz aştık gibi geliyor.
Plumain’den bir şey olamayacağını kahin gibi bir yıl öncesinden zaten bilmiştik. Bir an evvel yollanmalı.
Üç adet santrafor, iki mevkide de dört açık adamı var.
Ama istediğim hızlı, ortalığı dağıtan, koşan, depara kalkan siyahi bir oyuncu eksiğimiz hala var.
Niye bunu ısrarla söylüyorum, istiyorum:
Çünkü bu takımın yapısını biliyorum. Hücum eksenli oyun kurgusu, Samsunspor’un geçmişten gelen ofansif düşünceli genel oyun yapısı isteği, kanatlardan etkili ataklarının daha sonuç getirmesi, ortadan bodoslama girmenin acizliği olmaksızın, daha etkili, defansif futbol ve geri pastan bunalan seyirci ve bu güzel seyirciyi coşturacak, rakibi zorlayacak bir kara çocuk lazım bize!
Pivot bir santrafor yanında böyle bir adamı bulamamanın yokluğunu sanırım hep yaşayacağız.
Şu anda dört santrafor adayı var takımda. Ama Yasin biraz silik kalıyor bazen. Duran topta değil, gol noktalarındaki tecrübelerine çok ihtiyacımız var.
Yıllardır istediğim Melih geldi. Keşke iki üç yıl önce gelseydi. Bu takımda şimdi efsane olurdu.
Kısaca genel durum bu.
En hoşuma giden olayı sona sakladım.
Herhalde bizi çıldırtan şu rakip ceza sahasından kendi kalemize dönüş yapma hastalığımız ile mücadelede epey bir yol aldık sanıyorum.
Çıldırdık, çıldırdık. Kaç sezon bu hastalığın eziyetinden, çaresizliğinden, azabından çıldırdık. Hoca neşteri iyi vurmuş. Gelişmeler güzel. Geri pas yeri gelir tabii ki olur. Ama devamlı da olmaz ki be kardeşim!
Geçen sezonlarda oyunda top yüzde 60 bizde. Bunun yüzde 50’sinde geri dönüyoruz. Ve kaleye!
Eeee? Neresi hakimiyet bunun. Boş hakimiyet! Bal yapmaz arı mantığı!
Gerisi bize yani taraftara kalıyor.
Passolig ve kombineleri alın. Hep destek, tam destek parola bu.
Kuzey kale arkasında oğlumla ve can dostlarla yerimizi aldık.
Yeniliriz, kaza olur, puan kaybedebiliriz bunların hepsi olabilir. Futbolun doğasında var bunlar.
Ama mühim olan; Geçmişten ders alalım. Unutmayalım, yaşadıklarımızdan edinilen tecrübemizi fiiliyata yansıtalım. İlk maçtan son maça kadar ciddiyet, hırs, azim ve inancımızdan ödün vermeyelim. Görüp geçirdiklerimiz çok önemli süreçlerdir. Bu lig inanın Süper Lig’den daha zor.
Şansa bırakmak yok.
Ciddiyet ve inançtan bir milim bile sapma yok.
Balıkesirspor maçından, son maçımız olan Tuzla maçına kadar hep gayret, hep hırs, hep inanç ve hep disiplin içinde olacağız.
Sonra mı?
Sonra Cumhuriyet Meydanı’nda bayraklarımızla şampiyonluğu kutlayacağız.
İnanın çocuklar, çoooook ama çok güzel günler göreceğiz.
Geri pası olayı gerçekten çıldırttı,on ton kömür yak rakip ceza sahasına kadar gel oradan geriye pas yap