Germiyanoğlu Beyliği’nin topraklarını üst olarak kullanarak kıyı Ege topraklarına akınlar düzenlemiştir. Saruhan Bey 1313’te Manisa’yı ele geçirerek Germiyanoğulları Beyliği’nin egemenliğinden çıkarak kendi beyliğini kurmuştur. Bizans topraklarına yapılan bu akınlar Bizans’ı harekete geçirmiş, 1305 yılında Katalan destekli bir orduyla Türklere karşı harekete geçmiştir. Bizans İmparatorluğu’nun bu girişimi başarısız olmuştur. Saruhanoğulları Beyliği bu durumdan istifade ederek sınırlarını denize kadar genişletmiştir. Sınırları denize kadar ulaşan beylik oluşturduğu küçük çaplı bir donanma ile Ceneviz’in elinde bulunan Sakız ve Midilli adalarını vergiye bağlamıştır. Manisa ve çevresindeki faaliyetlerini arttıran Saruhan Bey üzerine II.Andranikos oğlu IX.Mihail’i Katalan kuvvetlerini başında bölgeye göndermiştir. Yapılan bu girişim bir sonuç vermeyecek ve hiçbir şey yapamadan kıyıdaki Danya Kalesi’ne çekileceklerdir. Saruhan Bey bu durumu fırsata çevirip Dalya Kalesi’ne sefer düzenlemiştir fakat kaleyi alamamıştır. 1329’da Bizans, Osmanlı’nın yayılmacı politikasına karşı diğer beyliklere yaptığı gibi bu beyliğe de ittifak teklifi yapacaktır. Gaza ve fetih uğraşlarında bulunan Saruhanoğulları yine gaza ve fetih gayretinde olan Osmanoğullarına karşı yapılan bu teklifi kabul etmişlerdir. Türk akınları ile iyice zayıflayan Bizans da yaşasan siyasi istikrarsızlık merkeze bağlı valilerin başına buyruk hareket etmesine sebep olmaktaydı. III.Andronikos kendi iç meselesi olan asi valisine karşı Saruhan ve Aydınoğulları beyliklerinden yardım istemiştir. Çıkar ilişkisine dayanılarak kurulan bu ittifak çok uzun sürmeden 1341 yılında bozulmuştur. İttifakın bozulmasını takiben III.Andronikosun ölmesi ile Bizans’ın içine düştüğü taht mücadelesinden yararlanmak isteyen Saruhan Bey donanmasını Rumeli kıyılarına göndermiş fakat başarısız olmuştur. Bizans imparatorluğu yapılan bu hamleye cevap olarak Saruhan kıyılarında yağma akınlarına başlamıştır. Bizans her ne kadar yağma akınları yapılmış olsa da III.Andronikos’un ölümü ile çıkan karışıklıklardan kurtulmak için Saruhanoğulları ve Aydınoğulları beyliklerinin yardımına ihtiyaç duymuştur. İmparatoriçe tahtı ele geçirmek isteyen Kantakuzenos’a karşı Saruhanoğulları ve Aydınoğulları kuvvetlerini İstanbul’a getirterek onlara çeşitli hediyeler sunduktan sonra bu kuvvetleri Trakya’ya geçirmiştir. Trakya’ya geçen bu birlikler sanılanın aksine Kantakuzenos ile iş birliğine girmiş ve onun hizmetinde faaliyet göstermeye başlamıştır.
Aydınoğulları beyi Umur Bey’in elinde bulunan İzmir’in Latinler tarafından işgali ile Latinlerle komşu olan Saruhanoğulları Beyliği Latinlerin yaptırımlarına boyun eğmek zorunda kalmıştır. Saruhanoğulları ile Bizans ilişkileri sürekli çıkar ilişkisi içerisinde devam etmiştir. Korsanlar tarafından kaçırılan ve Foça’ya götürülen Osmanlı şehzadesi Halil’in kurtarılmasında yetersiz kalan Bizans, Saruhanoğulları Beyliği’nden yardım istemiştir. Bu sıralarda beyliğin başında bulunan İlyas Bey bir planla Bizans İmparatoru V.Yuannes’i esir etmek istemiş bunu önceden haber alan İmparator, İlyas Beyi esir etmiştir. İlyas Bey kurtulmak için çocuklarını esir bırakmış ve yüklü bir miktarda fidye ödemiştir. Saruhanoğulları Beyliği Osmanlı Devleti’nin ikinci kurucusu olarak nitelendirilen Celebi Mehmet zamanında Osmanlı’ya karşı göstermiş olduğu faaliyetlerden dolayı düzenlenen sefer sonucu beyliğin başında bulunan Hızır şahı yakalayıp aman vermeden idam etmiş ve böylelikle beylik toprakları Osmanlı’ya dahil olmuştur.
Saruhanoğulları Beyliği Bizans’a karşı göstermiş olduğu fetih ve gaza harekâtları ile batı Anadolu’nun fethedilmesinde, yapılan fetihler sonrası ihya ve inşa faaliyetleri başta olmak üzere hüküm sürdüğü toprakların Türkleşmesi hususunda göstermiş olduğu gayret yadsınamaz. Ne var ki Saruhanoğulları da diğer Türk beylikleri gibi siyasetin gereği olarak Türk beylikleri içerisinde bu birliği sağlamaya ve dağılmış yapıyı bir bütün olmaya davet ve gayret eden Osmanlı sancağı altına girmiştir.