Günümüzden ne kadar çok geçmişe giderseniz gidin dünya siyasetinde toplumların ve devletlerin birbirleri ile olan mücadelelerinin asla son bulmadığını görürsünüz. Bu mücadeleler maddi ve manevi hangi sebepten olursa olsun her zaman var olmaya da devam edecektir. İlk andan itibaren bu mücadelelerde karşı taraf hakkında en fazla bilgiye sahip olan taraf sonuçta karlı çıkan taraf olmuştur. Düşmanının sana nasıl bir hamle yapacağını bilmek ve senin de ona göre bir savunma geliştirip karşı hamle yapmak anlamında elini güçlendirmektedir. İşte bütün bu işlemler istihbarat yani haber alma işleminin değerini kat ve kat arttırır. Bu durum tarihsel süreç içinde çaşıt, casus, ajan, fedai gibi farklı isimlerle anılan kimliği gizli olup düşmandan bilgi elde eden kişilerin varlığına sebep olmuştur. Bu kişiler bu konular hakkında en ince ayrıntısına kadar eğitilip çeşitli sınavlara tabi tutulurlar. Bağlı olduğu grubun ideolojisi ile yetişip bir bilinç kazanan bu kişiler aldığı eğitimler sonucunda farklı grupların ve düşman atfedilen kişilerin arasına yerleştirilerek onlardan mümkün olduğunca fazla bilgi edinmeye çalışırlar. Aslında buraya kadar olan kısımda bir nevi istihbaratın ne amaçla elde edildiği ve bunu elde edecek kişinin nasıl bir mantıkla hareket ettiği anlaşılması için söylenen girizgah kısmıydı.
Tarihteki örneklere bakıldığında devletlerin savaş alanlarında düşmanlarına veremediği bu tahribatı önceden elde ettiği bilgiler sayesinde yeri geldiğinde savaşmadan verdiğini rahatlıkla görebilmekteyiz. İşte dünyada Arabistanlı Lawrence olarak ünlenen Thomas Edvard Lawrence da bu tahribatların Orta Doğuda Türk-İslam devleti olan Osmanlıya karşı vermiştir. Bu tahribattan en fazla etkilenen ise yine bölgede Osmanlıdan sonra huzuru bulamayan Araplar olmuştur.
Peki kimdir bu Lawrence?
1888 yılında İngiltere’nin Galler bölgesinde babasının, çocukların mürebbiyesi ( evde yatılı olarak kalan evdeki çocukların bakımı ve eğitimi ile ilgilenen kişi) ile olan ilişkisinden dünyaya gelmiştir. Artan sosyal baskılar neticesinde babası mürebbiye olan annesini ve bir yaşında olan Lawrence alarak Man adasına gitmiştir. Bir süre burada yaşadıktan sonra Fransa’nın kuzey sahillerinde taşınmışlardır. Lawrence ve daha sonraki yıllarda dünyaya gelen kardeşi güzel bir eğitim alabilmeleri için İngiltere’ye dönüp Oxford’a yerleşmişlerdir. Çocukluğu farklı bölgelerde geçmesi ve ilk eğitimini farklı yerlerde almış olması Lawrence farklı diller öğrenmesine sebep olmuştur. Oxford’da eğitim alırken anne ve babasının resmiyette evli olmadıklarını öğrenince ailesinden zaman zaman kopmalar yaşamaya başladı. 1906 yılında daha genç bir yaşta bisikletle Fransa turuna çıkacaktır. Geri döndüğünde asker olmak için topçu birliğine yazılmış olsa da babasının ayrılmak için gerekli tazminatı ödemesi ile burada uzun bir süre kalmayacaktır. Bu sırada birçok okula burs başvurusunda bulunan Lawrence 1907 yılında Oxford’daki İsa Okulunun tarih bursunu kazandı. Babası oğlunun geleceği hususunda endişelenip bir şeyler yapma çabasında iken Lawrence hayatını değiştirecek iki önemli kişi ile babasının çabaları sonrası yolu kesişti. Bu iki kişiden biri Oxford üniversitesinde Arapça profesörü iken diğeri ise Ashmolean müzesi müdürü ve arkeologdur. Aynı zamanda İngiliz istihbarat örgütünde danışmanlık yapan bu kişi Lawrence’si kendi oğlu gibi görüp eğitimi ile yakından alakadar olacaktır. Lawrence bu tarih ve arkeoloji bilimleri ışığında bir İngiliz milliyetçiliği düşüncesi ile yetişmeye başlamıştır. Tarih ve arkeolojiye olan ilgisi artmaya başlamıştır. 1909 yılında bir tez çalışması için Londra’dan Suriye’nin önemli şehirlerinin yanında Antakya ve Urfa şehirlerini de gezmiştir. Bölgeye gelmeden önce Oxford üniversitesinden Arap arkadaşlarından bölge ve Araplar hakkında bilgiler edinmiştir. Bu gezi sırasında haçlı kalıntısı mimari eserler hakkında bilgiler edinirken diğer taraftan da Arapça öğrenip Arapçasını geliştirmeye başlamıştır. Yaptığı çalışmalarla adından söz ettiren Lawrence Suriye sınırındaki Kargamış’ta bulunan İngiliz müzesi (British Museum) kazılarına Osmanlı devletinden alınan özel izinler ile dâhil edilmiştir. Tabiki bütün bu yönlendirmeler İngiliz İstihbarat örgütü kontrolünde gerçekleşmekteydi. Henüz yetersiz görülen Lawrence bölgedeki Amerikan misyoner okulunda Arapçasını geliştirmek için ekstra eğitimlere tabi tutulmuştur.
Lawrence Dünya Savaşında
Dünya savaşına doğru giden süreçte sömürgeci devletlerin etkisiyle yangın yerine dönen Osmanlı topraklarında istihbarat çalışmaları ve istihbarat elemanları da bir hayli artmış durumdaydı. Olası bir savaş esnasında sömürü olarak görülen Osmanlı topraklarında önemli geçit ve güzergâhların tespit edilmesi ve su kaynaklarının yerlerinin saptanıp raporlanması oldukça mühimdi. Bu güne kadar dolaylı olan İngiliz istihbaratı ile Lawrence’nın ilişkisi artık doğrudan başlamıştır. Edinmiş olduğu tecrübeler ve çizmiş olduğu haritalar ile Arap coğrafyasında yaşanan Osmanlı-İngiliz çatışmaların da Arapların kültür ve diline hâkim olması İngilizlere sağladığı faydayı en iyi şekilde açıklamaktadır. Kanal cephesinde alınan başarısızlık sonrası petrol bakımından zengin olan Orta Doğunun Arap coğrafyasını ele geçirmek isteyen İngilizler Lawrence eliyle ulaştıkları önemli Arap kabile liderleriyle düzenlediği isyan hareketleriyle Osmanlıyı zor durumda bırakıp bölgede hâkimiyetin kendisinde olmasını sağlamaya çalışmıştır. İngilizler de bu düşüncesinde etkili olacaktır. Şerif Hüseyin isyanında üstlenmiş olduğu siyasi rol buna verilecek en güzel örnektir. Şerif Hüseyin ve oğulları ile İngilizler arasındaki koordinasyonu sağlamıştır. Özellikle Şerif Hüseyin’in oğlu Faysala danışmanlık görevine kadar yükselmiş bir istihbarat elamanı olmuştur. Daha sonraki yaptığı çalışmalarda İngiliz istihbaratı tarafından albay rütbesine kadar yükseltilmiş olsa da başarı gösteremediği düşüncesi ile olayların dışında tutulmuştur. Kimliğinin deşifre olmaması için çeşitli ordu birliklerinde değişik isimlerle görev almıştır. Bir dönem Hindistan coğrafyasında masa başı işler de yapmış olan Lawrence 1935 yılında emekliye ayrılmıştır. Kimine göre kaza kimine göre ise bir suikast olan motosiklet ile yaşadığı kaza sonucu emekliye ayrıldığı yıl ölmüştür. Lawrence diğer bölgelerde üstlendiği görevlerde yada İngiltere’nin kendi iç vazifelerindeki istihbaratı çalışmalarda başarılı olamamıştır. Bunun nedeni olarak bu vazifelerde Arap coğrafyasında yaşamış olduğu kadar yaşamamış olması ve Arap coğrafyasındaki görevine hazırlık sürecinde Arap kültürünü, Arap insanlarının yapısını yerinde öğrenmiş olması, kendini bu insanlara onlardan gibi kabul ettirmesi ve burada geçirdiği görev süresinin etkisi de Osmanlıya karşı Arapları etki altına almasında etkili olmuştur. Sizi sizden iyi tanıyan bir kişi sizi yönlendirme ve manipülasyon etme hususunda gayet başarılı olabilir. Bu başarıyı Lawrence Arap halkı üzerinde göstermiştir. Nice Lawrencelar içimizde olabilir bu yüzden her daim uyanık ve her daim kendimizi iyi tanımamız gerekmektedir.